19 Mayıs 2012 Cumartesi

Yat Üretim Sektörü



Yat yapımı özel bir uzmanlık ve yatırım gerektiren bir alandır. Yatırım gerekliliği yatların yapım maliyetlerinin çok yüksek olması ve yapım için gerekli araçların ve mekânın kurulmasının maliyetinin çok yüksek olması nedeniyledir. Avrupa ülkelerinde, yapılan yatların boyuna göre, metre başına 1 milyon dolar maliyete kadar çıkılmaktadır. Bu derece büyük bir maliyetin altından kalkmak oldukça zor olduğu için, yat sektöründeki belli başşirketler arasına girmek oldukça zor olmaktadır.

Denizde gidebilecek herhangi bir araç yapmak için bile uzmanlık gerekmektedir. Buna bir de lüks kavramını içinde yaşatan ve kendi kendine yeten, müşterilerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek bir yat yapma çabası eklendiği zaman, her konuda gereken uzmanlığın boyutları anlaşılabilir.

Yat yapımını gelenek olarak eski yüzyıllardaki gemi yapımcılığından beri sürdüren bir kaç millet vardır. Bunlar başta İtalyanlar ve Hollandalılardır. Buna ek olarak, daha küçük çapta Almanya, Fransa, İspanya ve Türkiye gibi Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde geleneksel bir yat yapım sektöründen bahsedilebilir. İtalya’daki endüstriyel tasarım hareketinin sonucu olarak, geleneksel metotlarla çalışan zanaatkârların, ürünlerine endüstriyel tasarımın getirdiği artı değeri katabilmeleriyle diğer tasarım dallarında olduğu gibi, yat tasarımında da İtalya öne çıkmıştır.

İtalya’nın yat üretimindeki yerini şu alıntıyla gösterebiliriz: İtalya’daki yat üreticileri 2004 yılında toplam olarak 200’e yakın “süperyat” üretmişlerdir. Dünya çapında ilk sırada olan Azimut-Benetti firması, 60 adet yatla birinci, ardından Ferretti Group (Custom Line, Feretti Yachts, Pershing, Riva, and CNR markaları dahil olmak üzere) yaklaşık 40 yatla ikinci sırada gelmektedir. Bunu Rodriguez Group (Arno, Overmarine, ve I.S.A.) 30 civarı, RIPA Group 15 civarı, Cantieri di Pisa 7, ve Perini Navi 6 yatla izlemektedir.(Expo Russia, 2001) Bir süperyat ya da daha da zoru, megayat üretmek için gereken işgücü ve yatırım
maliyetinin yüksekliği bu alanda hataya yer bırakmamaktadır. Bunu garantilemek için birden fazla standart enstitüsü ve farklı standart sistemleri bulunmaktadır.

17 Mayıs 2012 Perşembe

W Collection Sailing Cup Bosphorus 2012


Organizasyon gerçekten harikaydı. Umarım beğenmişssinizdir.

W Collection Sailing Cup Bosphorus’ta W Collection Bayrağını En İyi Taşıyan Tekne Ödülü Easy Tiger’ın! Oldu.

Easy Tiger


Yorumlarınızı burdan bana iletirseniz çok sevinirim değerli takipçilerim. Daha sonraki organizasyonlarda buluşmak dileğiyle. 

15 Mayıs 2012 Salı

Yat Üretim Süreci


Yat üretim süreci, yapılan yatın şekline, malzemesine, boyuna göre değişiklik gösterse de, genel olarak bir ile iki sene arasında sürmektedir. Üretimin bu derece uzun sürmesinin ardında yatların çok detaylı ve boyut olarak ciddi bir emek gerektiren ürünler olduğu gerçeği yatmaktadır.

Süreci oluşturan aşamalar şunlardır: 



  • Teknenin tasarım kavramının belirlenmesi (boy, yaşama alanları, sistemler gibi)
  •  Mühendislik çizimlerinin yapılması
  • Gövdenin ve üstyapının detaysız hâlde üretilmesi (ham çeliğin kaynaklanması gibi)
  • Ortaya çıkan teknenin donatımına başlanması, elektrik ve diğer donanımlarının altyapılarının hazırlanması
  • İç mobilyaların tekneden ayrı bir yerde üretimine başlanması
  •  Teknenin yapısal detaylarının tamamlanması (boya, diğer teknik parçalar)
  • Teknede sabit olacak mobilyaların tekne üzerinde ölçümünün alınması, ‘mock-up’larının kurulup tekrar çıkarılması
  • ş detayların tamamlanması
  • Mobilyaların yerlerine takılması
  • Teknenin denizde nasıl durduğunu anlamak için denize indirilmesi
  • Denizden tekrar çıkartılıp gerekli detayların tamamlanması
  • Düzeltmeler ve son detayların hazırlanması
  • Teknenin bitirilip deniz denemelerine geçilmesi
  • şteriye teslim edilmesi

Süreçler tam anlamıyla ardışık değildir. Bir işlem bitmeden diğerine başlanabilir aynı anda iki ya da daha fazla süreç farklı yerlerde, farklı aşamalarda gerçekleşebilir. Süreci oluşturan parçalar aşağıda açıklanmıştır:

1. Teknenin tasarım kavramının belirlenmesi (boy, yaşama alanları, sistemler gibi)

Bu aşama müşterinin vereceği programa uygun olarak tasarımcı tarafından tasarlanır. Genel olarak bu aşamada müşterilerin fikirlerini netleştirmesi ve yapılan işin kabul edilmesi için birçok revizyondan geçilir. Yapılan revizyonlar ve müşterinin son kabulu aşaması bir ile üç ay arasında sürebilmektedir.

2. Mühendislik çizimlerinin yapılması

Bu aşama gemi mühendisinin devreye girmesi, montaj ve imalat çizimlerini, teknik hesapları yapması, teknenin tasarımında mühendislik anlamında var olan hataları bulması ve gerekirse düzelttirmesi, iç planları gözden geçirmesi ve teknenin çizilen gövdesine göre uyarlaması gibi aşamaları içerir. Genel olarak bir ay sürmektedir. 

3. Gövdenin ve Üstyapının Üretilmesi 

Çizimler tamamlandıktan sonra, gövde ve üstyapının üretimi başlar. Bu aşamada teknenin malzemesine göre farklı yollar işlense de, genel olarak iki ile üç ay arasında sürmektedir. 

Çelik ve aluminyum teknelerde metal levhalar mühendislik çizimlerine göre birleştirilip kaynaklanır, destekleyici elemanlarla desteklenir ve kendini taşıyabilen bir gövde ve üstyapı üretilir.  Kompozit malzemeyle yapılan teknelerde kalıp ya da iskelet yapıldıktan sonra malzeme dökülür ve  çeşitli uygulamalardan sonra gövde ve üstyapı elde edilir.  Ahşap teknelerde ise yine üretim metotuna göre iskelet çatıldıktan sonra çevresine ahşap elemanlar gerilerek gövde bir karkas üzerine ahşap kaplama yapılarak da üstyapı elde edilir.

4. Teknenin Donatımı 

Donatımdan kasıt, teknenin en alt seviye altyapı ihtiyaçları olan boru döşeme, elektrik, havalandırma ve yalıtım gibi sistemler için gerekli altyapıların kurulması ve bu sistemlerin bitirilmesidir. Örneğin çelik teknelerde, sac kısımların iç yönlerine yalıtım için çiviler kaynaklanır ve bunların tutuculuğundan yararlanılarak tüm yüzeyler yalıtım malzemeleriyle kaplanır. Gerekli yerlerden borular geçirilir, döşenir, elektrik yolları açılır ve kablolama yapılır, yerine koyulmamış sistemler için kablolar gelecekleri yerlere göre ayarlanır, havalandırma kanalları ve boruları döşenir.  Bütün bu aşamalar bir ile iki ay arasında bitirilmektedir. 

5. İç Mobilyaların Tekneden Ayrı Bir Yerde Üretimine Başlanması

Üretim sürecini hızlandırmak için genel olarak iç mobilyalar gövde inşaatı yapılan yerden ayrı bir yerde üretilmeye başlanır, mühendislik çizimlerinden yararlanılarak teknenin birebir ölçekte maketi kurulur ve mobilyalar bunların üzerinde üretilir. Bu aşama mobilyaların bitimine kadar süreceği için belli bir süresi yoktur. 

6. Teknenin Yapısal Detaylarının Tamamlanması 

Teknenin altyapısı kurulduktan sonra, geri kalan yüzlerce detayı üretilmeye başlanır. Bu detaylara bir kaç örnek vermek gerekirse ikinci seviye olarak teknenin direği, pencere çerçeveleri, lumboz çerçeveleri, merdivenler, yakıt aktarma sistemleri, hidroforlar, baca ya da makine dairesi çıkışları, makine dairesi yerleşimi, yangın ve su tahliye altyapısı olarak sıralanabilir. Bundan sonra, teknenin sistemleri örneğin su arıtma ve deniz suyunu temiz suya çevirme sistemleri, elektronik sistemler, motorlar, şaft ve pervane, yanaşma sistemleri (babalar, loçalar, kıç ve baş ırgat motorları gibi), çapa ve güvenlik ekipmanları yerine konulmaktadır.

Bütün bu aşamalarla beraber boya sistemleri de yapılmaya başlanmaktadır.

7. Teknede sabit olacak mobilyaların tekne üzerinde ölçümünün alınması, maketlerinin kurulup tekrar çıkarılması

8. Dış detayların tamamlanması

9. Mobilyaların yerlerine takılması

Bu aşamalar, mobilyaların ve detayların tamamlanma aşamalarıdır. Mobilyalar üretimi ayrı yerde yapılan  ‘mock-up’lardan çıkarılıp, tekne üzerine ve içine koyulur ve uyumsuzluklar düzeltilir. Gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra mobilyalar yerlerine monte edilir.

ş detaylar tamamlandıktan sonra tik güverte gibi daha ince işçilik ve temiz çalışmaya ihtiyaç duyan detaylara geçilir. Bu aşamalar bir ile iki ay arasında sürmektedir.

10. Rötüşler ve Son Detayların Hazırlanması

Bu aşamada boya, dış detaylar gibi işler halledilip teknenin görüntüsünde var olan kusurlar kontrol edilir. Tekne denize inmiş ya da inmeye hazır olduğu için bu aşama son aşamalardan biridir.

11. Teknenin bitirilip deniz denemelerine geçilmesi

Tekne denize indikten sonra gövde yapısında, hidrodinamiğinde, motor ve diğer sistemlerinde problem olup olmadığını anlamak için bir ile iki hafta arasında süren deniz denemelerinden geçirilir. Bu denemelerde tekne en büyük yük, en yüksek hız ve manevra gibi denemelere tabi tutulup gerekli ayarlamalar yapılır. Standart kurumlarının belirttiği standartlara uyumsuzluklar olup olmadığı araştırılır. 

12. Müşteriye teslim edilmesi

Bütün bu aşamalardan sonra tekne bitirilip sahibine ya da pazara sunulur. Toplam süre olarak bir ile iki yıl içinde tekne bitirilmiş olmalıdır.  

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Seri Üretim ve Özel üretim Yatların Farkları


Seri Üretim Yatlar

Seri üretim yatlar aynı tasarımın çok fazla sayıda üretilmesiyle diğer yatlardan ayrılırlar. Seri üretim yat sektörü otomotiv sektörüyle tasarım, üretim, pazarlama ve satış açısından benzerlikler içermektedir. Aynen otomotivde olduğu gibi yapılan bir tasarım çok sayıda müşteriye pazarlanmakta ve satışı için çalışılmaktadır. 

Seri üretim yatlar tasarlandıktan sonra seri üretime geçilir ve büyük hacimlerde üretilip pazarlanır. Müşterilere iç mekân için bir kaç farklı seçenek sunulur. Bu yatlar dünya çapında bir distribütor ve acente ağıyla pazarlanır ve fiyatları üretici firma tarafından belirlenir.

Üretim süreci standardize edilmiş olan bu tekneler aynen otomobiller gibi birbirinden farksız olarak üretilir.



Özel Üretim Yatlar

Özel üretim yatlar seri üretim yatlara göre kendi aralarında büyük farklılıklara sahiptir. Her türde, her stilde ve şekilde yat tasarlanmakta ve yapılmaktadır. Bu açıdan mimari ve iç mimariyle benzerlikler içerse de, üretilen şey hareket eden bir araç olduğu için endüstriyel tasarımın da ilgi alanına girmektedir.

Özel üretim yatlar tamamen müşterinin isteğine ve tasarımcının kararlarına göre tasarlanmakta, bu açıdan da deniz üzerinde gidebilecek standartları sağlamaktan öte bir sınıra sahip olmadan yapılmaktadırlar. Tasarımcılar birçok tekne tipinden ilham alabilecekleri  ya da var olan tarzlarda tekneler tasarlayabilecekleri gibi, yeni tarzlar yaratabilmekte, tamamen denenmemiş şeyleri de deneyebilmektedirler. Seri üretim yatlarda pazarlama koşulları nedeniyle mümkün olmayan bu durum, aslında yat tasarımını ilerleten ve değiştiren bir durumdur.

11 Mayıs 2012 Cuma

Yat Gövdeleri ve Teknik Özellikleri



Yatlarda kullanılan iki temel gövde çeşidir vardır : Deplasman gövde (Displacement Hull) ve Kayıcı gövde (Planing Hull).

Deplasman Gövde

Deplasman gövdeler kendi ağırlıklarına eşit hacimde suyu dışarı iterler. Bu tip gövdeler su içinde ilerledikçe, baş tarafta küçük dalgalar oluşur ve kıça doğru ilerlerler. Bu ilerleme sırasında bir noktada tekne kendi yarattığı dalgalar arasında ilerlemeye başlar.  Deplasman gövdelerin maksimum hızı su hattı uzunluklarına bağlıdır (kuramsal olarak uzunluğun 1.34 katı). Fakat farklı deplasman gövde tipleriyle bu kısıtlamalar aşılabilir. Deplasman gövdeler diğer tip gövdelere göre daha geniş olduklarından maksimum iç mekâna sahiplerdir.

Bu tip gövdelerin dezavantajları, diğer gövde tiplerine göre daha çok derinliğe ihtiyaç duymaları, dolayısıyla sığ sulara yanaşamamaları ve manevra kabiliyetlerindeki zayıflıktır.


Deplasman Gövde



Kayıcı Gövde



Kayıcı gövdeler su içinde hareketsizken ya da çok yavaşken deplasman gövdelere benzer nitelikler oluştururlar. Yani düşük hızlarda, aynen deplasman gövdeler gibi suyun içine batarak ilerlerler. Fakat hızları arttıkça, gövdenin ön kısmı yukarı doğru kalkmaya başlar ve gövdenin sadece çok küçük bir kısmı suya değer halde kalır. Dolayısıyla su sürtünmesi minimize edilir ve yüksek hızlara ulaşılabilir.

Kayıcı Gövde Formları

Yarı Deplasman Gövde

Bu tip gövdeler deplasman ve kayıcı gövdelerin belli özelliklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Ortalama hızdayken aynen deplasman gövdeler gibi su içinde ilerlemekte ve stabilite sağlamaktadırlar. Fakat hız arttıkça kayıcı gövdeler gibi suyun üstüne çıkmaya ve su üzerinde kaymaya başlarlar. Böylece stabilite ve gövde genişliği sağlanmasıyla beraber hız da göreceli olarak artabilir.

Pozitif yönleri gibi negatif yönleri de bu iki gövde tipinden ileri gelmektedir. Öncelikle diğer tip gövdelere göre daha büyük bir motor gücüne ihtiyaç duyarlar, dolayısıyla yakıt tüketimleri de daha fazladır. Ayrıca, tam kayıcı gövdeler kadar hızlı ilerleyemezler. 

Ağır deplasman gövdeler genel olarak römorkör ve okyanus balıkçı teknelerinde kullanılır. Çok ağır yükler taşıyabilmelerine rağmen yavaş giderler. Orta deplasman gövdeler genel olarak balıkçı tekneleri ve trawler yatlarda kullanılır. Ağır deplasman gövdelere göre daha hızlı,  yarı deplasman gövdeye göre de daha yavaşlardır.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Yat Yapımında Kullanılan Malzemeler



Yat yapımında kullanılan birçok malzeme ve kullanılan malzemeye göre değişen  yapım metotları vardır. Yat yapımında kullanılan malzemeler şunlardır: Ahşap, Kompozit, Çelik, Aluminyum. 

Kompozit Malzemeler: GRP (Glass Reinforced Plastic; Cam Elyaf Takviyeli Plastik) kompozit malzemeler arasında en çok kullanılan malzemelerdendir. Bu malzeme cam, karbon ve aramid gibi yüksek performanslı fiberlerin  polyester, vinilester ya da epoksi gibi bir polimer matrisinin içine yerleştirilmesiyle oluşur. Fiberler ya da reçineler kendi başlarına denizde karşılaşılan gerilmelere ve zorlanmalara dayanamadıkları için birleştirilip kompozit materyal haline getirilirler. GRP yat yapımında en çok kullanılan malzeme olmasına rağmen tam olarak ve her noktada homojen olmadıkları için gövde üzerinde bazı noktalarda zayıflıklar oluşabilir.

Çelik: Çelik küçük yatlar için yüksek özgül ağırlığı dolayısıyla iyi bir seçim olmasa da, daha büyük yatlar için çokça kullanılan bir malzemedir. Özellikle deplasman tipi gövdeler neredeyse tamamen çelikten üretilmektedir. Çelik, büyük tekneler için çok uygun ve güçlü bir malzemedir ve bilimsel çalışmalar sayesinde alaşımlar yapılarak devamlı güçlendirilmektedir. Çok sağlam ve darbeye dayanıklı olmasıyla beraber, üretimde de kolaylıklar sağlamakta ve malzeme fiyatı olarak oldukça ucuza mal olmaktadır. Ayrıca, diğer malzemelere göre yangına daha dayanıklıdır. 

Aluminyum: Aluminyum çelikten daha hafif ve üzerinde şekillendirme yapılması daha kolay olan bir malzemedir. Dolayısıyla, orta boyda veyüksek performans gerektiren gövde yapılarında kullanılmaktadır. Ayrıca gövde dışındaki bölümlerin yapımında da kullanılmaktadır. Örneğin, çelik gövde üzerine alüminyum üstyapı koyulması oldukça sık rastlanan bir yapım tekniğidir. Gövde yapımında çeliğe göre üç kat daha hızlı işlem görür, dolayısıyla yapım süresini kısaltır. Fakat, bir takım büyük dezavantajlara da sahiptir. Öncelikle çeliğe göre çok pahalıdır ve temin etmesi daha zordur. Ayrıca, olası bir problemde tamiri de daha zor olmaktadır. En önemli problemi de kaynağının çeliğe göre daha zor olmasıdır.

AhşapAhşap geleneksel tekne yapımında kullanılan en temel malzemedir. Ayrıca her türlü teknenin iç mekânnda iskelet ve kaplama olarak kullanılmaktadır. Standart ahşap yapım teknikleri küçük boyda tekneler için uygun olsa da, daha büyük boya sahip yatlarda problem çıkarmaktadır. Bu tip teknelerde ahşap/epoksi ve kompozit malzemeler ve farklı üretim teknikleri uygulanmakta ve 30 metreye kadar ahşap tekneler üretilebilmektedir.


8 Mayıs 2012 Salı

Yatlar ve Yat Tipleri



Yatların sınıflandırılması bir kaç şekilde gerçekleşir. İlk olarak yatın itme gücünü sağlayan sisteme göre, yani yelken ya da motora göre yelkenli yat veya motoryat olarak ayrılırlar.

Bu kısımda özel olarak motoryatlar üzerinde durulacaktır. Motoryatlar genel olarak boylarına göre sınıflandırılmaktadır. Ancak yat tasarım literatüründe süperyat ya da megayat ayrımı için kesin olarak yapılmış bir tanımlandırma yoktur. Ayrıca yatları boylarına göre, gövde yapılarına göre ya da kullanım amaçlarına göre farklı kategorilere ayırmak mümkündür.  Aynı zamanda, kesin tanımı yapılmamış olsa da yatçılık dünyasında yaygın olarak kullanılan yat tiplerinden söz edilebilir. Aşağıda bu tür yatlar açıklanmaktadır.

Sürat Teknesi (Powerboat): Bu tip tekneler daha çok hız için üretilmiş olup, çok güçlü motorlara ve su üstünde en hızlı şekilde gidebilecek gövde yapısına sahip olacak şekilde tasarlanmaktadırlar. Gövde yapısı motor seçimi ve ağırlıkları hızlarını etkilediği için, genelde kısıtlı iç mekâna sahiplerdir. Aynı şekilde, yakıt ve diğer kapasiteleri de sınırlı olduğu için, 1-2 günlük geziler dışında menzile sahip değillerdir. Genel olarak 5-15 metre arasında, hız olarak da 45 knot'a*  kadar çıkabilmektedirler. Gövde yapıları kayıcı gövde (Planing Hull) şeklindedir.

                                            Sürat Teknesi –  Sunseeker Superhawk 43

Süperyat (Superyacht): Daha önce bahsedildiği gibi, normal bir yatla bir süperyatı ayıran kesin çizgiler yoktur. Fakat genel olarak boyu 25 metreden büyük ve belli bir lüks seviyesinin üstündeki tasarım hassasiyeti ve iyi işçilik barındıran yatlara yat endüstrisi tarafından süperyat denilmektedir. Süperyat ve yat arasındaki ayrım algılanan kalite üzerinden yapılmaktadır. Süperyatlar boylarının büyüklüğü dolayısıyla genel olarak daha uzun menzil ve daha geniş iç mekâna sahiplerdir. Bir yatın süperyat olarak anılması için, tam olarak belirlenmiş olmasa da bir takım lükslere sahip olması gerekir. Örneğin en az üç ya da dört lüks döşenmiş kamaraya, tekne üzerinde farklı aktivitelere (örneğin geniş iç ve dış  alanlar, birden fazla yemek alanı, güneşlenmek için farklı alanlar, tekne sahibinin isteğine göre düzenlenmiş odalar, çeşitli su araçları ve oyuncakları) izin verecek olanaklara sahip olmaları gerekir.
                      Süperyat – Karia - RMK Marine

*: 1 knot, saatte 1 deniz mili kateden bir aracın hızına verilen isimdir. 1 deniz mili 1.812 km/saat’e
eşdeğerdir.

Megayat (Megayacht): Megayatlar, yine kesin çizgilerle belirlenmemiş olsa da 35 metreden büyük aşırı lüks olanaklara sahip yatlara denmektedir. Genel olarak bu tip yatların üzerinde birden çok küçük su aracı bulunur; birçok farklı aktivite için özel ayrılmış yerler ve geniş bir grup misafiri barındıracak iç mekânla beraber bir tayfa ordusunu barındıracak kadar da tayfa yaşam mahali bulunur.

                                Megayat – Silver ZWEI


Travler Yat: Trawler aslen okyanusa çıkıp balıkçılık yapan balıkçı teknelerine verilen isimdir. Fakat zaman içinde,bu teknelerden ilham alan, çok uzun menzilli, ama lüks açısından mütevazı yatlar tasarlanmış ve bunlara da trawler ya da trawler yat adı verilmiştir. Bu tip teknelerin gövde yapıları çetin deniz koşullarına dayanacak şekilde tasarlanmaktadır. Aynı zamanda okyanus geçişi yapabilecek kadar uzun menzillere sahiplerdir. Bu içlerinde büyük bir yakıt, temiz su ve diğer tipte tank kapasitesine sahip oldukları anlamına gelmektedir. Bu tip teknelerin müşterileri genel yat müşterilerin tersine, denizle ciddi anlamda ilgilenmek isteyen, hatta zaman zaman deniz üzerinde yıllar geçirebilen, fakat bunun için yelkenli tekneleri tercih etmeyen bir müşteri profilidir. Özellikle Amerikan vatandaşlarının bu tip teknelere büyük bir ilgisi vardır. Bu tekneleraynı zamanda 'Tekne Ev (House Boat)', yani konut olarak kullanılmaktadırlar.

Trawler yat – NORTH COAST

                                                      
Diğer bir kategorizasyon, teknelerin boylarına göre yapılmaktadır. Bunun sebebi, benzer boydaki teknelerin benzer iç mekâna ve özelliklere sahip olmasıdır. Gövde yapılarının getirdiği kısıtlamalar dolayısıyla boya göre kullanılabilir iç mekân oranı nispeten sabit sayılabilir.  Sürat tekneleri ve yatların geneli, benzer bir tasarım anlayışı ve stili çerçevesinde tasarlanmaktadır. Herhangi bir örnek yat topluluğunda, örneğin bir marinada görülebilecek teknelerin %90'ı beyaz renkte, akıcı hatlarda tasarlanmış ve birbirini andıran teknelerden oluşmaktadır. Sunseeker, Fairline, Ferretti gibi seri üretim yatların tarzları incelendiğinde birbirlerine olan benzerlikleri rahatça anlaşılabilir.   Özel olarak tasarlanan yatlar ise, diğerlerine göre oldukça farklı tasarım öğeleri içerebilmekte ve yeniliğe daha açık olarak tasarlanabilmektedirler. İleride sunulacak tekne örnekleri karşılaştırılırsa, seri üretim ve özel üretim yatlar arasındaki tasarım farkları rahatça görülebilir.  

6 Mayıs 2012 Pazar

2012 W COLLECTION SAILING CUP


Sailing Cup
Bosphorus 2012
12 MAYIS 12:00



Yelkenli tutkunlarını bu büyük organizasyona davet etmek istiyorum. Kuruçeşme Arena’da kurulacak stantlar sayesinde tutkunu olduğunuz yelkenliler hakkındaki yenilikleri öğrenfe fırsatını yakalayın ve Boğazın eşsiz manzararısa kendinizi teslim ederek muhteşem yarışımızın seyir zevkine heyecanına ortak olun.


İstanbul Boğazı’nda her yıl düzenlenen boğaz yarışları takvimine bu yıl ikinci kez giren ve bu önemli yarış organizasyonlarının tek moda markası olan W Collection, 12 Mayıs 2012’de yelken tutkunlarını W Collection Sailing Cup Bosphorus’ta biraraya getiriyor. Geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen W Collection Sailing Cup Bosphorus’a bu yıl 70’ in üzerinde teknenin katılımı bekleniyor.

Birbirinden tecrübeli yelkencilerin fırtına gibi eseceği yarışın bir rotası Kuruçeşme – Bebek Şamandra – Çırağan Sarayı’ı iken diğer rotası Kuruçeşme – Beykoz Dönüş Şamandırası – Çırağan Sarayı arasında gerçekleşecek.




Heyecanlı yarış 12.00’de Kuruçeşme’de başlayacak olup tüm öğlen boyunca İstanbul sahil şeridinden izlenebilecek.

Yarış bitiminde Kalamış Marina’da Happy Hour ile birlikte ödül töreni gerçekleştirilecektir.