5 Mayıs 2012 Cumartesi

Özel Üretim Yat Tasarımı



Yat tasarımı üretim hacmi açısından iki kategoriye ayrılabilir. Birincisi, seri şekilde üretilen, bu yüzden müşteriye göre tasarımı değişmeyen “Seri Üretim Yatlar” denilen yatlar için yapılan tasarımlardır. Seri üretim yatların üretim tasarım ve pazarlanma şekilleriyle otomotiv tasarımı arasında kuvvetli bağlantılar bulunmaktadır. Fakat otomobillerden farklı olarak bu yatların iç mimari bağlamında bir kaç farklı seçeneği bulunmaktadır. Endüstride sık rastlanan bir pratik, seri üretim bir yat için üç farklı iç mekân ve tasarım seçeneği sunmaktır.

Bu tip bir seri üretimi yapmak ve sürdürebilmek için ciddi bir yatırım ve tasarım gücüne sahip olmak gereklidir. En çok satış yapan ve bilinen seri üretim markaları, Sunseeker, Princess, Fairline ve Ferretti’dir (Global Order Book, 2005). Seri üretim konusunda liderlik İngilizlerin elindedir. Türkiye’de seri üretim yat örnekleri Numarine ve Peri Yachts firmalarının ürettiği yatlardır. Numarine'in yatlarını, aslen bir endüstriyel tasarımcı olan Can Yalman tasarlamıştır.

Seri şekilde üretilmeyen, bir müşteriye özel ya da tek bir adet üretilmek üzere tasarlanan yatlara “Özel Üretim” yatlar denir. Bu tip yatlarda endüstriyel tasarımcıların işi seri üretim teknelerden farklı olmasına rağmen, aynı oranda emek yoğun bir tasarım süreci gerektirmektedir. Zira, özel üretim yatlar müşterinin istekleri doğrultusunda tasarlandığı için, tasarımcının devamlı müşteriyle bire bir görüşmesi ve müşterinin istekleriyle tasarım kriterleri arasında bir denge tutturması
gerekmektedir. 

Özel üretim terimi sıfırdan, özel bir yat müşterisinin isteğine göre tasarlanan yatlar için kullanılmaktadır. Yat tasarımcısı müşterinin göz zevkine hitap eden bir profil ve onun yaşam gerekliliklerini yerine getirebileceği bir yaşam mahali tasarlar. Gövde ve üstyapı da müşterinin istediği performans ve servis olanaklarına göre tasarlanır (Coyle and Dawson, 2004). Bunun dışında, iç mimari ve iç tasarım konusunda da ciddi bir tasarım ihtiyacı vardır. Hatta bazı yatlar için bu alanın dış tasarımdan daha önemli olduğu söylenebilir; zira ‘refit’ adı verilen, eski bir teknenin alınıp revize edilmesiyle yeni bir tekneye dönüştürülmesi; ya da seri üretim bir teknenin alınıp içinin değiştirilmesi çok fazla karşılaşılan bir durumdur. Bu alanda iç mimarlar kadar, endüstriyel tasarımcılar da çalışmaktadır. Üretilmiş bir tekneyi yeniden donatmak çok daha hesaplı olduğu için, daha çok bu şekilde projeler yapılmaktadır. Özellikle bayan müşteriler ya daşterilerin eşleri bu alanda çok daha fazla tasarımcıyla muhattap olurlar.  “Zaten tekne yaptırmak genelde çok zengin insanların uğraşğı bir şey olduğu için bu tip müşteriler teknelerine oyuncak olarak bakarlar. Tekne yaptıran müşteriler genelde teknelerine çok önem verir ve akıllarına gelen herşeyi uygulamak ister, her türlü fantazilerini gerçekleştirmek için tuhaf olarak nitelendirilebilecek şeyler yaparlar” (Tansu, 2005). 

4 Mayıs 2012 Cuma

Yat Tasarımı



Yat tasarımı tekne tasarımı olarak adlandırılan ulışım aracı tasarımı alanının alt dallarından biridir. Tekne tasarımı deniz üzerinde gidebilecek her türlü aracın tasarlanması içerir. Yat tasarımı ise özel olarak zevk amaçlı kullanılacak kişisel teknelerin tasarlanması anlamına gelir.

Tekne tasarımı gemi mühendislerinin (yurtdışında genel olarak Naval Architect, yani denizle ilgilenen mimar olarak anlandırılırlar) başlattığı bir daldır. Gemi mühendisliği her türlü deniz aracının gövde tasarımı, stabilitesi ve üretimi gibi konuların üzerine odaklanmış bir mühendislik dalıdır.

Teknolojinin ürünü olan her araçta ve üründe olduğu gibi, bu alanda da endüstriyel tasarımın katkısının gerekliliği zaman içinde ortaya çıkmıştır. Özellikle yat tasarımı alanında yapılan yatların estetik ihtiyaçları ve kullanıcıların özel isteklerinin mühedisler tarafından yeterince değerlendirilememesi sonucu, endüstriyel tasarımcılar yat tasarımı alanında çalışmaya başlamıştır. 

Gemi mühendisleri öncelik olarak mühendislik yöntemlerine bağlı kalarak tekne tasarımı ve üretimiyle ilgilendikleri için, tekneyi kullanacak, içinde çalışacak insanların ihtiyaçlarıyla çok zaman kaybetmeme eğilimindedirler (Tansu ve Soyaslan, 2006). Teknelerde en çok rastlanılan durum olabilecek en az alan kullanılarak yaşam mahalli tasarlanmasıdır. Bu yüzden, profesyonel denizcilik yapmayan insanların rahatının sağlanması için farklı bir bakış açısı gerekmiştir.

Endüstriyel tasarımcıların tekne tasarımına yatlar üzerinde dahil olmasının bir kaç belirgin sebebi vardır. En öncelikli sebep yat müşterilerinin kendilerini zevk sahibi olarak tanımlamaları ve çok ciddi yatırımlar yaptıkları teknelerin bir tasarım hassasiyetini sahip olmasını istemeleridir. Ayrıca, gemi mühendislerinin geneliyle müşteriler arasında çok ciddi iletişim problemleri yaşanmaktadır. Bu yüzden şu anda yat tasarımcısı olarak adlandırılabilecek insanların bir kısmı, gemi mühendisliği kökenli olmalarına rağmen, gerek müşteri ilişkileri, gerekse tasarım konusunda kendilerini eğitmiş ve mühendisliğin gereğinin dışına çıkabilmeyi başarmış insanlardan oluşurlar. Bu insanların hepsi, köken olarak gemi mühendisi olduklarını reddetmemekle beraber, kendilerini yat tasarımcısı olarak adlandırırlar. Şu anda dünyanın en ünlü ve başarılı tasarımcılarının bir kısmı gemi mühendisliği (Espen Oino, Martin Francis, Paulo Scanu) kökenli, küçük bir kısmı mimari kökenli (Sir Norman Foster), çoğunluğu ise endüstriyel tasarım kökenlidir (Andrew Winch, Ron Holland).

“Yat tasarımcısı, sanat ve tasarımı doğru ölçülerde birleştirebilecek duyarlılığa ve kapsamlı bir teknik bilgiye sahip olan kişidir” (Acampora, 2001). “Muhtemel bir alıcının hayallerini gerçeğe dönüştürmek tasarımcının işidir. Yat Tasarımı 30 sene önce duyulmamış bir işti, o zamanlar neredeyse bütün yatlar büyük tersanelerde çalışan gemi mühendisleri tarafından tasarlanırdı. İlk ünlü yat tasarımcısı Jon Bannenberg'dir”(Starkey, 2001).

Yat tasarımı adlı bir dalın ortaya çıkması da müşterilerin dilinden anlayacak tasarımcılara ihtiyaç duyulmasıyla başlamıştır. Gemi mühendisleri katı bilimsel gerçeklerle eğitilen diğer mühendisler gibi, çok üst tabakalarda rafine zevklerle yaşayan müşterilerle iletişim kurmakta zorluk çektikleri için, bu müşterilerin zevklerin anlayabilen ve değer veren, onlarla benzer koşullarda yaşayıp onların dilinden anlayan, zevklerini tam olarak yansıtabilecek insanlara ihtiyaç duyulmuş ve bu yeteneklere sahip olan insanlar yat tasarımcısı olarak öne çıkmışlardır. İlk yat tasarımcıları gemi mühendislerinden çıkmıştır. 

Bir tasarımcının yat tasarımcısı olarak kabul edilmesinin kriterleri çok belirgin değildir. Bu alandaki akademik çalışmaların yetersizliği dolayısıyla yat tasarımının tam bir tanımı ve yat tasarımcısının tam bir profili oluşmamıştır. Her ne kadar akademik açıdan belirsiz olsa da, endüstriyel pratikler ve profesyonellerin değerlendirmeleri doğrultusunda, yat tasarımcısının profili için bir kaç kriterden bahsedilebilir.

Yat tasarımcısı öncelikle tasarlanan yatlarda dış tasarım denilen yatın dış hatlarının ve görünümün tasarlanmasına katkıda bulunması gerekmektedir. Bu noktada da kriterler belirsiz olmasına rağmen, tasarım çabasında bulunulmuş yatların aynen ürün tasarımında olduğu gibi, tasarlanmamış olanlardan çok farklı olduğu rahatça görülebilmektedir. Herşeyden önce, teknenin profili tasarlanırken oranlara dikkat edilmesi, görsel bütünlük sağlanması, teknenin kavramına, bütünlüğüne aykırı elemanlar kullanılmaması gibi kapsamı çok belirgin olmayan kriterlerden bahsedilebilir. Yine de dış tasarım teknenin görsel başarısında çok ciddi rol oynamaktadır. 

Yat tasarımının gemi ve tekne mühendisliğinden ayrı bir disiplin olarak görülmeye başlanması, herhangi formel bir eğitimi olmayan Jon Bannenberg'in yat tasarımına başlamasıyla olmuştur. Bannenberg'in tasarladığı teknelerin farklılığı, kısa bir süre içinde yat dünyasında farkedilmiş ve yeni bir meslek dalı doğmuştur. Böylece yıldız tasarımcı kavramının yat dünyasındaki eşdeğeri sayılan Jon Bannenberg'le başlayan yeni bir tasarımcı profili oluşturmuştur. Bu tip tasarımcıların tasarladığı yatların görsel ve işlevsel farklılığı, yarattıkları sansasyon ve tasarladıkları yatlara kattıkları ekonomik çekicilik yıldız yat tasarımcılarının yatlarının ciddi bir taleple karşılaşmasına sebep olmuştur.

Bannenberg'in çalışmalarından önce, yatların dış tasarımları yatın yapıldığı tersanenin alışkanlıklarına ve yat sahibinin eşinin bir kaç yorumuna bağlı olarak yapılması sık rastlanan bir pratiktir. Çağdaş yat tasarımı için ise müşterilerin fikirleri yat tasarımcısı, iç tasarımcı ve gemi mühendisleri tarafından yönlendirilmekte ve en iyi sonuca ulaşılmaktadır (Morgan, 1996).

Bu ayrılmanın yakın tarihinin getirdiği dezavantajlardan biri yat tasarımı disiplininde akademik çalışmaların neredeyse hiç başlamamış olmasıdır. Dünyada özel olarak yat tasarımı programı olan üniversitelerin sayısı beşi geçmemektedir. Buna ek olarak, gemi mühendisliği bilim dalı ve disiplinin müfredatını yatlar için vurgu yaparak özelleştirmiş olan on civarında üniversite programı vardır. Bu programların müfredatları incelendiğinde, neredeyse hiç birinde yatların tasarlanmasındaki insan faktörlerine ve tasarım hassasiyetine yönelik bir bilgi ve beceri kazandırma çabalarının olmadığı gözlenmektedir. 2006 yılında İtalya'da kurulan üç adet yat tasarımı yüksek lisans programında ise bu konuda artan bir hassasiyet gözlenebilir.

Bu bağlamda özel olarak yat tasarımı alanında yapılmış akademik çalışmaların yokluğunu anlamak mümkündür. Yat tasarımı alanındaki literatür profesyonel dergicilik ve gazetecilik dünyası, bu sektörde çalışan profesyonellerin bir araya geldiği konferanslar ve çeşitli yatları tanıtan az sayıda kitaptan ibarettir. Yat tasarımı kelimelerinin akademik anlamdaki karşılığı ise, gemi mühendisliği disiplininden gelen, küçük ve keyif amaçlı tekne gövdelerinin tasarımı olarak özelleşen mühendislik alanında verilmiş çalışmalardır. 

Dolayısıyla, özellikle yat tasarımına dair çıkarımlar yapılabilmesi için gerekli ve yeterli akademik çalışma bulunmamaktadır. Bunun ardındaki sebeplerden biri olarak gemi mühendislerinin ve disiplinlerinin yat tasarımını mühendislikten ayrı bir çaba olarak görmemeleri ve bu alanda çalışan diğer disiplinler kökenli tasarımcılara da benzer şekilde yaklaşmaları gösterilebilir (Soyaslan, 2005). Bunun sonucu olarak da bu tez çalışmasında; var olan az sayıda bağlantılı akademik çalışmanın oluşturduğu altyapının üzerine, sektörel bilgi, profesyonel birikim ve bağlantılı disiplinlerdeki akademik çalışmaların yat tasarımına uyarlanmasıyla gelen bilgi kullanılmaktadır.  Yat tasarımı konusunda akademik bir birikimin oluşmaması ve yat tasarımının endüstriyel ya da taşıt tasarımı dallarının geniş saygı ve bilinirlik gören bir alt dalı olarak kabul edilmemesi dolayısıyla bu alanda tasarım yönetimine dair herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu tez çalışmasında yat tasarımının içerdiği süreçlerle bağlantılı ve benzer süreçler içeren tasarım dallarındaki tasarım yönetimi birikimin, yat tasarımı alanına uygulanılması hedeflenmiştir. Bu tasarım dalları olarak endüstriyel tasarım, taşıt tasarımı, iç mimarlık, mimarlık ve grafik tasarımı seçilmiştir.